Flört Şiddeti Nedir?

Toplum içerisinde kelime anlamı “kırıştırmak” olan flört, kişilerin duygusal bağ kurma aracı olarak popüler kültür ile birlikte ortaya çıktı. Böylece kişi, var olabilme becerisini kanıtlayabilmek için içerisinde aşk, sevgi, saygı, değer, tutku ve bağlılığı barındıran duygusal bağ kurmayı flört edinerek gerçekleştirmiş oldu.

Peki, neden sevgililik değil de flört?

Sosyal ilişkiden romantik ilişkiye geçiş aşamasında ince bir çizgi olan flört, aslında adeta partnerlerin birbiri hakkında veri toplayarak “Acaba bir sonraki aşamaya geçmeyi hak ediyor mu?” diye tarttığı dönemdir. Bu vesileyle partnerler bu aşamada aldatmış olmadan diğer adayları da değerlendirebilecek ve sevgililiğin getirmiş olduğu sorumluluklardan da kaçabilecektir. 

Bu meşakkatli flört döneminde partnerler, birbirlerine karşı bir yandan kur yaparak mükemmel olduklarını kanıtlamaya çalışırken diğer bir yandan da gerçek benliklerini saklamakta zorlandığı anlar yaşarlar. Bu anlarda kişiler, yaşadıkları problemler, rahatsızlık duyduğu konular ya da yalnızca karakter yapısı dolayısıyla olumsuz tutumlarda bulunabilir. İşte tam da bu noktada kişinin partneri tarafından baskıcı, tehditkâr, kontrolcü ve buna benzer olumsuz davranışlara uğradığının farkına varması çok önemlidir. Bazen ise fiziksel bir davranış sergilenmeden tamamen psikolojik süreçlerde ilerleyen bir şiddet olur ve kişi bunu fark etmez bile. Zaman zaman da farkına varır fakat bu davranışları anlamlandırmakta ve bir temele dayandırmakta zorlanır ve es geçer. Böylelikle flört şiddeti mağduriyeti başlamış olur. 

Bu yazı siz değerli okurlarımızın flört şiddetinin türleri ve içeriği hakkında fikir sahibi olmasına ve partnerinin tutumlarını anlamlandırarak kendini savunmasına katkı sağlamak amacıyla yazıldı. 

Bakalım kimler flört şiddeti mağduru? 

Eğer partneriniz size fiziksel güç kullanarak, vurma, itme, tokat atma, eşya fırlatma, ısırma gibi davranışlar sergiliyorsa, bu sizin fiziksel flört şiddetine maruz kaldığınızı gösterir. Bazen ise partneriniz bu fiziksel gücü siz istememenize rağmen cinsel birliktelik veya yakınlık kurmak adına zorla öperek, dokunarak ya da cinsel yakınlık sırasında küçümseyici ve kaba davranışlar sergileyerek cinsel flört şiddeti uygulayarak kullanır. Şayet partneriniz size karşı fiziksel güç kullanmıyor fakat üzerinizde korku ve kaygı uyandıran, kişisel alanınızı zedeleyen, özgüveninizi kıran ve hayatınız ile ilgili size söz hakkı tanımayan cümleler kurarak hakaret edip bağırıyorsa işte bu psikolojik flört şiddetidir. Kimi zaman partnerinizin üzerinde kurduğu bu psikolojik baskı sizin sosyal alanınıza doğru genişleyerek sosyal ilişkilerinizi zedeleyici ve kısıtlayıcı hale gelir. Sosyal flört şiddeti anlamına gelen bu durumda partneriniz sizin başkalarına ayırdığınız zamanı kıskanarak sizi değer vermemekle suçlar ve hatta sosyal ortamınızda sizi küçük düşürmeye çalışır. Kullandığınız teknolojik araçların veya sosyal medya hesaplarınızın sürekli bir biçimde kontrol edilmesi ve bu platformları nasıl kullanacağınıza müdahale edilmesi ise dijital flört şiddetine örnektir. Son olarak bir şekilde partnerinizle olan ilişkinizi sonlandırdığınızda karşı tarafın sizi mütemadiyen ve izniniz olmadan gerek sosyal platformlarda gerek de gerçek hayatta fiilen takip etmesi veya sizinle iletişim kurabilecek başka yollar araması ise ısrarlı takip (stalking)’ e uğradığınızı gösterir.

Eğer bu yazılanlar size tanıdık geliyor ve flört şiddetine uğradığınızı düşünüyorsanız kurban olmamak adına kendinizi korumanız gerekir.

Partnerinizden uzaklaşmanın ya da yaptığı davranışların sizde uyandırdığı olumsuz duyguları kabul etmesini sağlamanın zor olduğunu göz önüne aldığımızda değişime kendimizden başlamak en doğru adım olacaktır. Kendinizde yaratacağımız bu değişimin ilk tohumunu ise içinize ekecek ve her geçen gün öz değerinizi ve öz saygınızı yükselterek daha iyi bir yaşamı, daha iyi bir ilişkiyi, hatta en basite indirgenecek olursa partnerinizin size olan tutumlarının daha olumlu olmasını hak ettiğinizi fark edeceksiniz.

Partnerinizin beğendiği ve birlikte olmak istediği flört döneminizden önceki halinizi ihmal etmemeniz gerektiğini bilmelisiniz. O halinizi çeşit çeşit rengarenk çiçeklerle dolu, mis gibi kokan, her tarafında kuş cıvıltılarının olduğu, muhteşem görüntüsüyle insanların kendini bakmaktan alıkoyamadığı bir bahçe olarak düşünün. Bu görüntü karşısında büyülenen partneriniz sizden etkilenirken siz de onun bahçesinden etkilendiniz. İlişkiyi büyük bir handikapa taşıyan durum ise sizin onun bahçesine verdiğiniz değeri yücelterek bir süre sonra sadece onun bahçesindeki çiçekleri sulayıp onun bahçesindeki çöpleri temizlemeye başlayıp kendi bahçenizi ihmal etmenizdir. Böylelikle o güzel bahçenizdeki çiçekler zamanla bakımsızlıktan solacak, etrafı kuru yapraklar saracak, kuş cıvıltılarının yerini soğuk bir sessizlik alacak ve artık o muhteşem manzaradan eser kalmayacak. Karşınızdaki kişinin büyük bir merak ve hevesle keşfetmeye çalıştığı o bahçe “ilişkiden önceki sizken” bakımsızlıktan harap olmuş bahçe ise “yarattığınız siz” olacak. 

Aslında bu bahçeyi güzel kılmak sizin elinizdedir. İlişkiden sonra da kendi hayallerinize, ailenize, arkadaşlarınıza, hobilerinize, iş hayatınıza, düşünce ve duygularınıza, kısacası sizi siz yapan her şeye verdiğiniz değeri ve enerjiyi en az ilişkiden önceki kadar vermeye devam ederseniz o bahçeniz her zaman çiçek açmaya devam edecek. Böylelikle kendi hayatınıza verdiğiniz bu değerin çevrelerce de size verildiğine inanacak ve göreceksiniz. 

Diğer bir taraftan ilgi gören çünkü bunu hak eden biri olduğunuzu ve dolayısıyla partnerinizin sizi kaybetmemek adına zaman zaman kıskançlık tutumları sergileyebileceğini bilecek ama bu kıskançlığın anormal boyuta ulaştığı durumları da gözden kaçırmamış olacaksınız. İşte tam olarak bu noktada da “Dur” diyebileceksiniz, diyebilmelisiniz. Çünkü eğer toleransınızı aştığı durumda engellemezseniz arkasının gelebileceğini, müdahale ve olumsuz davranışların artarak ivme kazanabileceğini bilmelisiniz. Sizi, düşüncelerinizi, duygularınızı ve hayallerinizi ihmal veya istismar ettiğini hissettiğinizde “hayır” diyebilmeli ve sınırınızı çizebilmelisiniz. İhlal etmesine izin vermediğiniz sınırlarınız, sizi güvende tutarak partnerinizin özel alanınıza girmesini engeller ve ilişkinizin çoğunlukla sizin yaptığınız fedakârlıklar doğrultusunda ilerlememesine sebep olur. 

İki insanın birbiriyle kurduğu her türlü iletişim ve ilişkinin sorumluluk ve fedakârlık gerektirdiği fikrini göz önüne alındığında elbette flört döneminde de partnerler elini taşın altına koymak durumunda kalır. Fakat yapılan fedakârlıklar tek taraflı bir hale gelirse sizin kendi kendinizi ihmal ettiğinizi gösterir. Bu sebeple teraziyi dengede tutmalı ve aldığınız sorumlulukların, kendinizden feragat ettiğiniz şeylerin o dengeyi bozmamasını sağlamalısınız. 

O güzel bahçenizi ne kendinizin ne de bir başkasının kirletmesine izin vermeyin. Unutmayın bahçenizin bahçıvanı sizsiniz. 

Instagram

Facebook

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio’nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir