Mehmet Hanifi GÜLEL
Dünyada bal üretiminde ikinci, kovan sayısı bakımından ise üçüncü sırada yer alan Türkiye, zengin florasından dolayı 81 ilinde arıcılık faaliyeti yapılabiliyor. Türkiye’de, Pervari’den Anzer’e, Zara’dan Geven’e coğrafi işaret almış 25 tescilli bal bulunuyor.
Son olarak Avrupa Birliği’nin 12 Mart 2024 tarihli Resmi Gazetesi’nde yayımlanan karara göre Avrupa Birliği Komisyonu tarafından Bingöl Üniversitesi’nin Bingöl balı coğrafi işaret başvurusunu etti ve tescil için 3 aylık askı süresini başlattı. Böylece Bingöl balı, AB’den coğrafi işaret alan ilk balı olacak. Böylece Türk balı dünyada daha katma değerli bir ürün olarak satılmasının önünü açacak. Tüm bu olumlu gelişmelere rağmen son dönemde artan yakıt fiyatlarından dolayı nakliye maliyetlerinin yüksek olması göçer arıcılığı durdurma noktasına getirdi.
Nakliye maliyetinin yanı sıra arıcılık girdileri ve ekipmanlarındaki yüzde 200’ü aşan artışlardan dolayı polen bakımından zengin olan yerlere göç edemiyor. DÜNYA’ya konuşan temsilciler, nakliye nedeniyle arıcıların 200 kilometreyi aşan yerlere göç edemediklerini ve polen bakımından zengin olan yerlere gidilemediğinden dolayı rekoltede yüzde 30 kayıp beklendiklerini ifade ediyorlar.
Türkiye, Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği verilerine göre 2023 yılında 9 bin 383 ton bal ihraç etti. Söz konusu ihracattan 31,9 milyon dolar gelir elde edildi. 59 ülkeye yapılan ihracatta, 12 milyon 461 bin 373 dolarla ABD ilk sırada yer alırken, 4 milyon 881 bin 378 dolarla Almanya ikinci sırada ve 3 milyon 683 bin 977 dolarla İsrail izledi. Bu yılın ocak-şubat döneminde yapılan bal ihracatı ise 5 milyon 179 bin 996 dolar oldu. Türkiye’de en fazla bal üretimi yapılan iller ise Adana, Ordu, Sivas, Muğla ve Aydın geliyor.
Coğrafi işaret balların belli bir bölgeye özgü olduğunu ve o bölgede üretilmiş olan arı ürünlerin katma değerini artırdığına vurgu yapan Uzman Biyolog ve Türkiye Bal Üreticileri Merkez Birliği Başkan Yardımcısı Yalçın Sezer, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından ülkemizin çeşitli yerlerinde çeşitli coğrafi işareti verilmiş balların olduğunu, Bingöl balının AB tarafından coğrafi işaret verilmesinin önemli olduğunu söyledi. Sezer, Türkiye’de çam balı için de AB’den coğrafi işaret alınmasına yönelik bir çalışmanın yapıldığını aktardı.
Bal fiyatının artmaması üreticiyi olumsuz etkiliyor
Geçen yıl Gal arısının kestane balı üretiminde büyük kayıplara neden olduğunu bildiren Sezer, bunun dışında Ege Bölgesi’ndeki çam balı ağaçların bulunduğu yerlerdeki yangınların üretimi olumsuz etkilediğini aktardı.
Anadolu’ya bakıldığında ise aşırı kuraklıkların meydana geldiğini ve bitkilerin birden kuruduğunu belirten Sezer, ‘’Anadolu’da bal üretiminde bir kayıp yaşandı. Geçen yıl daha çok Doğu Anadolu’da çiçek balı, Kuzey Marmara’da Kırklareli’nde meşe balı bakımından iyi bir yıldı. 2023’te tahminlere göre yaklaşık 70 bin ton bal üretildi. Geçmiş yıllarda 100 bin tonu aşan rekolteler elde ediliyordu.
Geçen yıl devletin uygun fiyattan verdiği şeker ve iklimin çok ılıman geçmesi arıları bu yıl için güçlendirdi. Fakat, arıcılık ekipmanlarındaki fiyat artışları ve nakliyeden dolayı arıcılar bu işi yapmak istemiyorlar. Artan nakliye bedellerinden dolayı çok fazla arısı olan bile gitmiyor. Bu sefer de rekolte olarak bir düşüklük ortaya çıkması bekleniyor. Eskiden Silivri’nin Çeltik köyüne en az 30 tane göçer aracı geliyordu, bu yıl ise iki tane geldi. Son 1 yılda bal fiyatları yüzde 50 artması da üretimden uzaklaştırıyor’’ diye konuştu.
Balın yanı sıra polen ve propolis üretiminde düşüş bekleniyor
Türkiye’nin dünyada bal üretiminde miktar bakımından ikinci, kovan sayında ise yaklaşık 10 milyon ile üçüncü sırada olduğunu vurgulayan Bal üreticisi ve aynı zamanda Köye Dönüş Derneği Başkanı Mehmet Öztürk, artan nakliye maliyetlerinden dolayı 200 kilometreyi aşan bütün mesafelerde arıcılık göçerliği yapanların gidiş gelişini durduğunu söyledi.
Göçer arıcılığın azalmasından dolayı arı sayısı fazla olan yerlerde polen ve propolis üretiminde de azalama beklendiğini ifade eden Öztürk, lojistik bakımından 100 ve üstü kovanı olan arıcılara devlet tarafından destek verilmesinin önemli olduğunu vurguladı. Öztürk, arıcıların nakliye maliyetlerinden dolayı uzağa gidememelerinin rekoltede yüzde 30 kayba yol açacağını belirtti.